Arayıpta Bulamadıklarınıza Dair Herşey Burada
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dersler,Eğlence,Oyun,Sinema,Yarışma,Teknoloji,Video...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ömeraygün
Binbaşı
Binbaşı
ömeraygün


Mesaj Sayısı : 100
Kayıt tarihi : 15/02/09
Yaş : 30
Nerden : Bursa

TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Empty
MesajKonu: TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI   TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Icon_minitimeC.tesi Haz. 06, 2009 1:32 pm

TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI

TANZİMAT EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ

Üçüncü Selim’den itibaren başlayan yenileşme hareketleri genellikle askeri alanda olmuştur. Nitekim Osmanlı devletinin Avrupa devletleri karşısındaki yenilgiler hep askeri yenileşmenin gerekli olduğu fikrini doğurmuştur. Ancak askeri alanda dahi yapılan yenileşmelerde o dönemin önemli bir kurumu olan Yeniçeri Ocağı birçoğuna şiddetle karşı çıkmıştır. Dolayısıyla yapılan yenileşmeler genellikle padişahların hayatları ile sınırlı kalmıştır. Sanatta, edebiyatta, mimaride, sosyal yaşamda veya devlet düzeninde herhangi bir değişim ve yenileşme gerçekleşmemiştir. 1824 yılında Vakay-ı Hayriye olayı Yeniçeri Ocağını kaldıran 2. Mahmut yenileşmenin önündeki en büyük engeli de aşmış oldu. İkinci Mahmut askeri ıslahatların yanında yavaş yavaş sosyal hayatta yenileşmenin temellerini attı. Nitekim posta teşkilatı, itfaiye teşkilatı, polis teşkilatı gibi yeni kurumların kurulmasının yanında İbrahim Müteferrika’nın İstanbul’a matbaayı getirmesiyle edebiyat alanında da yeni bir çığır açılmış oldu. 1831 yılında yayın hayatına giren Takvim-i Vakayı gazetesi bu dönem yayın hayatında bir yenilikti. Sosyal alandaki bu değişimle beraber Osmanlı devleti önemli bir mesele olan Mısır meselesiyle uğraşmak zorunda kaldı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa Fransızların da yardımıyla Mısır’da önemli yenileşmeler ve gelişmeler gerçekleştirdikten sonra Osmanlı hanedanlığına bayrak açtı. Mısır valisinin isyanını bir türlü bertaraf edemeyen 2. Mahmut Rusya, İngiltere ve Fransa’dan yardım istemek zorunda kaldı. Bu mesele Avrupalı devletler tarafından halledildi. Ancak Osmanlı devletinin güçsüzlüğü ve çaresizliği bir bakıma tescil edilmiş oldu. Avrupa devletleri zaten sık sık azınlıkları bahane ederek Osmanlı’nın iç işlerine karışmayı alışkanlık haline getirmişlerdi. Bu olaydan sonra Avrupa devletleri Osmanlı devletini iyice ablukaya aldı. Bu baskı sonucunda 2. Mahmut döneminde Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanan Tanzimat Fermanı 1839 yılında Abdulaziz döneminde ilan edildi. Bu ferman ilk görünüşte bir yenilik olmuş olsa da aslında perde arkasında azınlıklara büyük ayrıcalıklar veren bir fermandır.
Tanzimat Fermanının ilanından sonra Mustafa Reşit Paşa’nın öncülüğünde hemen hemen bütün kurumlarda bir batılılaşma başlamıştır. Özellikle Fransız hayranlığı bu dönemde bir hayli artmıştır. Yeni bir nesil oluşturmaya çalışan Mustafa Reşit Paşa Babıâli’de kalemler ve tercüme odaları kurdu. Bu kalemler ve Tercüme odaları gençlerin Avrupa’ya açılan kapıları haline geldi. Yenilikçi bir gençlik yetiştirmek üzere 1846 yılında Encuman-ı Daniş kurulur. Bu akademi Fransız eğitimi örnek alınarak kurulmuştur. Okullarda okutulacak derslerin yazımı ile okulların öğretmen ihtiyacı buradan karşılanır. Böylece Avrupa kültürü ile yetişmiş bir eğitim nesli doğmaya başlamıştır.
1860 yılında İbrahim Şinasi Efendi’nin Tercuman-ı Ahval gazetesini çıkarmasıyla edebiyatın hem fikri hem de şekli değişime uğramıştır. Gazetenin ilk sayısına bir önsöz yazan Şinasi yeni edebiyatın da asıl çizgisini belirlemiştir. Bu yeni edebiyat ortaya çıktığı dönem itibariyle Tanzimat Edebiyatı olarak adlandırdı.
Tanzimat edebiyatını iki dönemde incelemek mümkündür. Birinci dönem şair ve yazarların genel özelliklerini öyle sıralayabiliriz.

- Sanat toplum içindir görüşü benimsenmiştir. Bu doğrultuda eserler verilmiştir.
- Dilde sadeleşmeyi, ölçüde heceyi savundular; ancak bu görüşlerini uygulayamadılar.
- Fransız edebiyatını örnek aldılar. Özellikle romantiklerin veremli olma, hastalıklı oluş, duygusal konularını kullandılar.
- Divan edebiyatını eleştirdiler. Halk edebiyatını savundular; ama uygulayamadılar.
- Edebiyatı fikirlerini aktarmak için bir araç olarak kullandılar.
- Tiyatro, roman, hikâye, makale ve eleştiri gibi yazı türleri bu dönemde edebiyatımıza girmiştir.
- Noktalama işaretleri ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.
- Bu dönem sanatçıları, edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir. Hatta bu dönemin edebiyatçılarından bir çoğu devletin önemli kademelerinde memurluk yapmıştır.
- Bu dönemin şair ve yazarları; İbrahim Şinasi Efendi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa ve Ali Suavi’dir.
- Şiirde estetik güzellik değil içeriği ön plana çıkardılar.
- Divan şiirindeki parça güzelliği yerine konu birliğine ve bütün güzelliğine önem verilmiştir.
- Divan şiirinde bulunmayan vatan, millet hak, hukuk, hürriyet ve meşrutiyet gibi kavramları şiire taşıdılar.
- Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlediler.
- Romanlarda esaret konusu sıkça ele alınır.
- Roman ve hikâyelerde yanlış evlilikler, görmeden evlilik, yanlış batılılaşma, yasak aşklar ve evlilik dışı ilişkiler sıkça işlenir.
- Roman ve hikâyelerde romantizmin etkisi açıkça görülür.
- Romanların kuruluşunda rastlantılara sıkça yer verilir. (A. Mithat – Esaret, Şemsettin Sami – Taaşşuk-u Talat ve Fıtnat)
- Romanlarda olağanüstü kişiler ve olaylar görülür. (Namık Kemal – Cezmi, Ahmet Mithat – Dürdane Hanım)
- Romanlarda gerçek bir tasvir yapılmamıştır. Tasvirler genellikle romanın süslemek için yapılmıştır. (Namık Kemal –İntibah)
- Romanlarda kişiler genellikle tek boyutludur. Kötü bütünüyle kötü, iyiler bütünüyle iyidir. (Namık Kemal-İntibah, Ahmet Mithat-Dünyaya ikinci geliş)
- Romanlarda yazar kişiliğini gizlememiştir. Romanın çeşitli yerlerinde olaylara ve kişilere karışır. Hatta çoğu zaman olayın kışını keserek ahlak dersi verir. (Ahmet Mithat Efendi- Felatün Beyle Rakım Efendi)
- Romanlarda kullanılan dil konuşma diline yakın bir çizgidedir. Özellikle Ahmet Mithat halk diline iyice yaklaşmıştır.
- Tanzimat tiyatrosu toplumsal konularda ders vere olayları işler
- Tiyatro eğlence aracı olarak görülmektedir.
- Tiyatroda genellikle komedi, trajedi ve dram türleri kullanılmıştır.
- Tiyatroların tekniği zayıftır.
- Tiyatrolarda romanda olduğu gibi aile, vatan gibi duygular ele alınır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tanzimat Edebiyatı
» İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI
» Geleneksel Türk Tiyatrosu
» TANZİMAT EDEBİYATININ HAZIRLIK SAFHASI EDEBİYATÇILARI
» Divan Edebiyatı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Arayıpta Bulamadıklarınıza Dair Herşey Burada :: DeRSLeR :: Edebiyat-
Buraya geçin: